Ayşegül Küçükkurt Zor'un Para Dergisinde kaleme aldığı yazıya aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Bağışıklığımızı korumak için, şehir hayatının karmaşıklığını ve iş stresini daha iyi yönetebilmemiz için gıda takviyeleri son yıllarda vazgeçilmezimiz oldu. Hepimizin çantasında, çekmecesinde artık 'C, D, Omega-3, magnezyum, demir, probiyotik, selenyum' gibi çeşit çeşit vitaminler dolu. Hatta öyle ki, artık gün içerisinde hangi birini alacağımızı bile şaşırıyoruz. Doğal besin kaynaklarında bulunan, hücre yenilenmesine ve enerji üretimine yardımcı olan, vücudun günlük olarak belirli miktarlarda ihtiyaç duyduğu, yeterli olmadığı durumlarda ise dışardan takviye olarak alınması gereken düzenleyici ve direnç attırıcı bu vitaminler, biz almaya devam ettikçe büyük bir pazar haline dönüştü. Özellikle yaşanan pandemi sonrası, sektöre olan rağbet daha da arttı ve binlerce şirket bu alana yatırım yaptı. Dev markaların dışında, alanında uzman doktorların da ürettikleri takviyeler, pazarı daha da hareketlendirdi. Tahminlere göre Türkiye'de takviye edici gıda pazarının büyüklüğü yaklaşık 600 milyon dolarları buldu. 2028 yılına kadar da ortalama yüzde 25 büyüme öngörülüyor. Bu pazarın dünyadaki büyüklüğü ise 2024 yılında 193 milyar doları buldu.
Bu takviyelerden biri de son yıllarda tanınan ve öğrenildikçe ilgi gösterilen krill yağı… Omega-3 hazinesi olarak gösterilen krill yağı, Antartika'nın derinliklerinde yaşayan ve yeryüzünün en büyük deniz kabuklusu olan Antartika Krill'inden elde ediliyor. Yani okyanusun soğuk sularında yetişiyor. Bu nedenle Türkiye'de bulunmadığı için ithal ediliyor. Balık yağına oranla 48 kat daha fazla antioksidan özelliğine sahip olduğu iddia ediliyor. Balık yağı sarı veya altın rengindeyken, krill yağı içeriğindeki antioksidan özelliğini sağlayan astaksantin pigmentinden dolayı kırmızı rengini barındırıyor. Şu anda piyasada krill yağını belli başlı markalar pazarlıyor. Piyasa fiyatı ise 500 liradan başlayıp, 2 bin 500 liralara kadar çıkıyor.
"DÜNYADAKİ EN GÜÇLÜ OMEGA-3"
Krill yağını piyasaya süren isimlerden biri de İlaçsız Yaşam Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş. 11 yıldır bağışıklık sistemini destekleyen ürünlerle birlikte özel olan fitoterapi ürünleri üretiyor. Bu ürünleri de online platform üzerinden Dr. Ümit Aktaş markasıyla tüketicilerle buluşturuyor. "Omega-3 yağ asitleri (EPA ve DHA) vücut tarafından üretilmeyen, besinlerle dışarıdan alınması gereken uzun zincirli yağ asitleridir ve insan vücudu için son derece önemlidir. Dünyadaki en kıymetli, en güçlü Omega 3 ise krill yağıdır. Krill, Antarktika Okyanusu'na özgü karidesi andıran kabuklu bir deniz canlısıdır" diyen Dr. Aktaş, Krill yağını kaliteli yapan ve balık yağından ayıran en önemli farkın yapısı olduğuna dikkat çekiyor.
Dr. Aktaş'ın kendi markasındaki krill yağı ithal olarak Türkiye'de satışa sunuluyor. "Krill canlısının doğal yaşam alanı kutup alanları gibi soğuk denizler olduğu için ülkemiz ve çevresinde üretimi yapılamadığı için ithal bir üründür. SuperbaBoost® patentli krill yağı içeriyor" diye belirten Dr. Aktaş, her bir kapsülde 500 mg krill yağı kullandıklarını söylüyor. Ayrıca kullandıkları yağın doğal kolin içerdiğini ve beyin sağlığını destekleyen en güçlü takviyelerden biri olduğunun da altını çiziyor. Piyasada çok fazla takviye edici gıda bulunduğu için Dr. Aktaş bu konuda tüketicilere şu uyarılarda bulunuyor: "Kaliteli ve doğru bir ürün kullanmak istiyorsanız mutlaka güvenilir firmaları tercih etmelisiniz. Bizim ürünümüz dünyanın en kaliteli, patent alınmış SuperbaBoost® Krill yağı içeriyor. İthal bir ürün olduğu için patent alan firma tarafından üretim yapılan her parti tek tek denetlenmekte, içerik analizleri ve ağır metal testleri yapılmakta. Ayrıca ithal ürünler, yurtiçine girmeden önce, sahip oldukları belgeler devletin ilgili makamlarınca denetlenir ve girişine o şekilde izin verilir. Güvendiğiniz bir marka bu denetimler olmadan size herhangi bir ürün sunmayacaktır."
"BEYİN FONKSİYONLARINA FAYDASI ÇOK"
Krill yağını tüketirken nasıl kullanmamız gerektiği ise bir diğer önemli husus. Dr. Aktaş bu konuda; "Türk Gıda Kodeksi Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmeliği'nde de belirtildiği üzere krill yağının ayrıca hem yetişkinler hem de çocukların vücut ve beyin fonksiyonları için pek çok faydası vardır. Krill Yağı ülkemiz mevzuatınca 11 yaş ve üzeri tüm bireylerde tavsiye edilir. Ancak bir hekim gözetiminde daha küçük yaşlarda da güvenle kullanılabilir" diyerek akıldaki soru işaretlerini gideriyor. Yetişkin bir bireyin günlük ihtiyacı olan EPA ve DHA içerdiği için, bir hekim kontrol şartı olmadan düzenli olarak gıda takviyesi olarak kullanılabiliyor. Ancak daha küçük yaşlarda düzenli kullanımı için bir hekim gözetiminde kullanılması şart. Dr. Aktaş, günlük krill yağının sabah bir, akşam bir olmak üzere günde iki doz şeklinde alınabileceğini ve düzenli olarak tüketilebileceğinin altını çiziyor.
Takviyelerin bir kısmı sıvı formda olurken bir kısmı ise kapsül şeklinde üretiliyor. Krill yağının da hava ile temas etmemesi ve bozulmaması için sadece kapsül olarak tüketiliyor. Dr. Aktaş, "Kapsülümüz oksidasyonu önleyen Licaps® kapsüldür ve hava sızdırmazlık garantisi vardır. Bu kapsüller balık jelatini kapsülüdür ve sadece balık jelatini ile sudan oluşmaktadır. Sığır ve domuz jelatini içermez. Helal Sertifikası'na ve Koşer Sertifikası'na sahiptir" diyor.