Kanser Tedavisi

18 May 2016

Kanser Tedavisi

Kemoterapi: Tedavi Mi, Zehir Mi?

Kanser çağımızın vebası. Fakat yaşadığımız çağda kanserden daha büyük bir problem var: Kanserde uygulanan tedaviler. Artık kanseri tedavi etmek üzere uygulanan kemoterapilerin bilimsel anlamda sorgulanmalarının vakti geldi de geçiyor.

Tıp biliminin ilk prensibi, “Önce zarar verme” şeklinde ifade edilir (Primum nihil nocere). Biz doktorlara Tıp Fakültesinde hocalarımızın öğrettiği ilk kural budur: Herhangi bir tedaviyi seçerken, hastanız için en az yan etki yaratacak, en az zarar verecek tedaviyi seçeceksiniz. Hastanızda zarara yol açacak toksik tedavilerden kaçınacaksınız. Dünyanın neresinde olursa olsun, bir doktorun ilk prensibi hiç zaman hastasına zarar vermemek olmalıdır.

Bu kuralı her zaman doktorluk mesleğinde ilk kuralım olarak benimsedim. Benim için tedavi sanatının vazgeçilmez kuralı hastaya zarar vermemek için çaba harcamaktır.

Bu sebeple, kanser hastalarına kemoterapi uygulanmasına karşı çıkıyorum. Bu kadar fazla yan etki yaratan bir tedaviyi hastaya uygulamak konusunda ısrarcı olmak, benim doktorluk anlayışıma sığmıyor.

Kanserden korunmada ve kanser tedavisinde en önemli nokta, bağışıklık sistemini desteklemek ve düzenli çalışmasını sağlamaktır.

Peki, kemoterapi ne yapıyor? Bağışıklık sistemini çökertiyor! Kemoterapi alan hastada bağışıklık sistemi diye bir şey kalmıyor, hasta her türlü hastalığa açık hale geliyor, hatta sık sık enfeksiyonlara yakalanıyor ve bu enfeksiyonlar kimi zaman hastanın ölmesine sebep oluyor.

Kanserde en önemli savunma mekanizması bağışıklık sistemiyse, bizim kanseri tedavi etmek amacıyla kemoterapi uygulayıp bağışıklık sistemini çökertmemiz yanlış değil mi?

Size “kanser teşhisi” konulmuş olması, sizin “kanser hastası” olduğunuz anlamına gelmez. Hastalık nedir? Hasta olduğunuz zaman ne olur? Hangi hastalığa yakalanırsanız yakalanın, bir takım ortak hastalık belirtileri vardır: Ağrınız olabilir, ateşiniz olabilir, sarılık gelişebilir, kilo kaybedebilirsiniz, mideniz bulanabilir, kusabilirsiniz, ishal ya da kabız olabilirsiniz ve bunlar gibi birtakım belirtiler gelişir. Diyelim ki hiçbir hastalık belirtiniz yok, ama pankreasınızda bir kitle var. Bu sizin hasta olduğunuzu mu gösterir?

Hayır, kanser hastası değilsiniz. Sadece sizin pankreasınızda bir kitle olduğu teşhisi konulmuş. Henüz bu kitle sizde bir hastalık yapmamış. İleride tabii ki hastalık yapabilir, ama şu anda bir hastalık gelişmemiş.

Peki, bu “henüz” gelişmemiş hastalık için size ne öneriliyor? Bağışıklık sisteminizi mahvedecek tedaviler.

Eğer bu tedavileri kabul edip kemoterapi alırsanız, sizde şu yan etkiler gelişecek: Kilo kaybedeceksiniz, saçınız dökülecek, mideniz bulanacak, kusacaksınız, bağışıklık sisteminiz baskılanacak ve tüm hastalıklara açık hale geleceksiniz. Yani, hasta olacaksınız. Sizi hasta eden bir tedavi!

Kemoterapinin bu yan etkileri kemoterapi uygulanan tüm hastalarda meydana geliyor. Sadece hastaların bir bölümünde değil, hepsinde!

Bir tedavi uygulandığında, bütün hastalarda bu şiddetli belirtiler meydana geliyorsa, bu belirtiler “yan etki” olarak adlandırılabilir mi? Hayır, bu etkiler yan etki değil, kemoterapinin “yan” olmayan direkt etkileridir.

Bu satırlara gelecek olan itirazları duyar gibiyim: “Kemoterapi kanserli hücreleri öldürüyor. Hastaları kanserden kurtarıyor” diyecekler.

Kemoterapi, kanserli hücreleri nasıl öldürüyor? “Toksik” etki yaratarak. Yani Türkçesi, hücreleri zehirleyerek yok ediyor. Kemoterapi, “Sitotoksik” (Hücre öldürücü) tedavidir.

Peki, kemoterapi, sadece kanserli hücreleri mi öldürüyor? Hayır, kemoterapi, sadece kanserli hücrelere saldırmıyor, vücuttaki tüm hücrelere saldırıyor. Kanserli hücrelerin yanında sağlıklı hücreleri de öldürüyor. Bu yüzden bağışıklık sistemini mahvediyor, kilo kaybına sebep oluyor, sizi hasta ediyor.

Hastalığı tedavi etmek için verdiğiniz bir ilaç, sağlıklı hücreleri de yok ediyorsa ve bu etkiyi verilen her hastada meydana getiriyorsa, bu ilacın sağlığa faydalı bir ilaç olduğundan bahsedilebilir mi?

Gelelim, kemoterapinin kanser tedavisindeki etkinliğine. Her kanseri kendi içinde değerlendirmek gerekir, tek tip bir kanserden bahsetmek mümkün değil. Hepsinde ayrı tedavi oranları ve ortalama yaşam süreleri mevcut.

Örnek olması için pankreas kanserine bakalım:

Kemoterapi ve cerrahinin, pankreas kanserindeki 5 yıllık hayatta kalma şansını arttırdığına dair hiçbir tıbbi kanıt yok!

Hastanın hayatta kalma şansını arttırmayan ve bu kadar fazla yan etki yaratan bir tedavi neden uygulanıyor, bana bunu izah edebilecek kimse var mı?

İzahı aslında son derece açık:

Kanser tedavisi, ilaç endüstrisinde en hızlı büyüyen pazar. Sadece 2006 yılında dünyada 37 milyar dolarlık kanser ilacı satıldı. Bu rakam her sene katlanarak büyüyor.

Dünyada kanser tedavisi üzerine sürdürülen çalışmaların çoğunluğu kanser ilacı üreten ilaç firmaları tarafından finanse ediliyor. İlaç firmalarının tıbbi araştırmaları finanse etmeleri engellenmediği sürece, insanlar bu sıkıntıyı yaşamaya devam edecek. Kanserin doğru şekilde tedavi edilebilmesi için, bağımsız bilimsel araştırmalar yapılması gerekiyor.

Dünyadaki bağımsız araştırmaların tümü, kemoterapi kullanmadan kanseri tedavi etmenin yollarını araştırıyor. Bu konuda epey yol alındı ve ilerlememiz gereken daha çok yolumuz var.

Bunları da beğenebilirsin