Güneşten Değil Koruyucudan Korunun!
15 Haz 2022
Güneş koruyucu kremlerin içinde kullanılan aktif maddelerle ilgili endişeler uzun süredir var. Peki bu maddelerin yüksek oranlarda kana karıştığını biliyor muydunuz? Nispeten yeni ve son derece kaygı verici bir bulgu bu.Plajda güneş kremine bulanıp, birkaç saatte bir kreminizi tazeliyorsunuz. Çocuğunuzu güneşten korumak için yanınızdan güneş kremini eksik etmiyorsunuz. Ama esas korunmanız gereken güneş değil, bu kimyasal koruyucular.
Amerika’da 1980’li yıllarda başlayan ülkemizde ise 90’lı yıllarda rağbet görmeye başlayan güneş fobisinin bedelini çok ağır ödedik, ödemeye de devam ediyoruz. Artan kanser vakalarında D vitamini eksikliğinin önemli bir rolü olduğunu gösteren bilimsel yayınlar var. Denkleme bir de güneş kremlerinin içindeki toksik maddeleri eklediğinizde ortaya iç karartıcı bir tablo çıkıyor.
Bu arada hemen bir not düşelim; sadece Amerika’da güneş koruyucu kremlerin senelik pazar payı iki milyar dolar! Kırk yıl boyunca güneşin zararları üzerine yürütülen propaganda, güneş koruyucuların içinde kullanılan ve insanlar üzerindeki etkileri tam olarak anlaşılmadan piyasaya sürülen pek çok kimyasal maddeyle taçlandırıldı.
Ciltten Kan Dolaşımına
Bundan iki sene önceki bir yazımda Hawaii’de oksibenzon ve oktinoksat içeren güneş kremlerinin yasaklanacağını yazmıştım. 2021 yılı itibariyle adada bu kimyasalları içeren güneş kremi kullanımı yasağı yürürlüğe girdi. Gerekçe ise bu kimyasalların mercan resiflerine geri dönüşü olmayan zararlar vermesi. Vücudunuza sürdüğünüz krem, cildinizden akıp deniz suyuna karıştığında deniz yaşamını öldürüyor, balıklarda üreme sorunlarına neden oluyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir .
Kimyasal güneş kremlerinin içindeki aktif maddelerin güvenli oldukları varsayıldı, ama artık durumun böyle olmadığını biliyoruz. Pek çok insanın düşündüğünün aksine bu kremler cilt yüzeyinde kalmıyor. Yeni çalışmalar kimyasal güneş koruyucu kremlerde yaygın olarak kullanılan -avobenzon, oksibenzon, oktokrilen, oktinoksat, benzofenon, homosalat gibi- aktif maddelerin cilt tarafından absorbe edilerek vücuda sızdığını gösteriyor. Ve bazı durumlarda günlerce, hatta haftalarca sistemde kalıyorlar. Bu kremleri bir defa sürmek bile zararlı kimyasalların kandaki seviyesini artırmak için yeterli. Çalışmanın bulgularına göre tek bir uygulamada kandaki oksibenzon konsantrasyonu FDA’in güvenli olarak belirlediği miktarın 180 katına çıkıyor . Güneş kremini dört gün düzenli olarak sürdüğünüzde ise kanınızda güvenli kabul edilen miktarın 500 katı oksibenzon dolaşıyor!
Aman Dikkat!
Güneş kremlerinde kullanılan bazı kimyasalların hormonal problemlere yol açtığı, fertilite problemlerine neden olabileceğini gösteren çalışmalar var . Bu maddeler hamilelikte fetüse geçiyor, anne sütüyle bebeğe aktarılıyor. Reproductive Toxicology dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, oksibenzon içeren güneş kremi kullanan hamile kadınların bebeklerinde Hirschsprung hastalığı riski artıyor . Bu hastalıkta bebek bağırsakların sonundaki sinir hücreleri (enterik sinirler) eksik olarak doğuyor ve bağırsak tıkanması gibi ölümcül olabilecek sorunlar yaşıyor. Güneş koruyucu kremlerde kullanılan şaibeli kimyasallardan biri de benzofenon. Bu maddenin de aynı oksibenzon gibi kadınlarda hormonal problemleri tetikleyebileceği, kısırlığa neden olabileceği yolunda bulgular var.
Amerikan Pediatri Derneği çocuklarda oksibenzon içeren güneş koruyucu kullanmamaları konusunda anneleri uyarıyor. Bu maddenin endokrin sistemi üzerindeki etkisinin, özellikle bebeklerde ve büyüme çağındaki çocuklarda, önemli bir risk teşkil edebileceği düşünülüyor.
Her ne kadar yapılan çalışmaların çoğu oksibenzon ve benzofenon üstüne odaklansa da, benzer endişeler kimyasal güneş koruyucularda kullanılan aktif içeriklerin tamamı için geçerli. Birkaç sene öncesine kadar bu kimyasallar FDA’in “güvenli” listesinde yer alıyordu. Yüksek oranda kana karıştıklarının anlaşılması ile listeden çıkarıldılar.
GÜNEŞTEN FAYDALANMA REHBERİ
D vitamini rezervinizi dolu tutmanın ne kadar önemli olduğunu sık sık dile getiriyorum. D vitamini eksikliğinde bağışıklık sisteminiz çöker. Tüm hastalıklara karşı en etkili koruyucunuz cildinizin güneşle temas etmesiyle üretilen D vitaminidir. Tabii ki güneş ışınlarından faydalanmanın da bir yolu yordamı var. Amaç D vitamini rezervinizi doldurmak, cildinizin kavrulması, ciğer gibi kıpkırmızı olması ve su toplaması değil!
• Ne zaman güneşlendiğiniz önemli: Bize ne öğretildi? Öğlen saatlerinde güneşten uzak durmalı, sabahları ve öğleden sonraları güneşe çıkmamalıymışız. Hâlbuki tam tersine D vitamini rezervinizi doldurmak için güneş tam tepede olduğu zamanlarda, yani öğlen saatlerinde güneşlenmeniz gerekiyor. D vitamini bu saatlerde gelen UVB ışınlarıyla sentezlenir.
• Abartmaya gerek yok: Güneşin şifalı gücünden faydalanmak için sadece 20 dakika güneşlenmeniz yeterli! Bundan fazlası cildinizde yanıklara neden olur. Ancak güneşlenirken cildinize koruyucu herhangi bir krem ya da yağ sürmemeniz gerekiyor. Kimyasal güneş koruyucu kremler, yağlar hem toksik maddeler içerir hem de vücudunuzun D vitamini sentezlemesini önler.
• Güneş banyosu sonrasında dikkat edilmesi gerekenler: Güneşlendikten sonra birkaç saat duş almayın. Duş alırken de vücudunuza sabun sürmeyin, sadece suyla durulanmaya özen gösterin. Böylece cilt yüzeyinde oluşan D vitamini akıp gitmez, sisteme nüfuz eder.
• Plajda uzun zaman geçireceksiniz: Güneşten korunmanın zararsız yolları da var. Güneş banyonuzu yaptıktan sonra üstünüze ince, beyaz bir bluz ya da pamuklu bir tişört giyin ve geniş kenarlı bir şapka takın.
• Mutlaka gerekliyse mineral bazlı koruyucu kullanın: Güneş koruyucu kullanmanın zorunlu olduğu durumlarda mineral bazlı güneş koruyucuları tercih edin. Çinko oksit (zinc oxide) ve titanyum dioksit (titanium dioxide) içeren mineral bazlı koruyucular güneş ışınlarını yansıtarak etki ederler. Cilde nüfuz etmedikleri ve kana karışmadıkları için nispeten daha güvenlidirler. Bu koruyucular cilt üzerinde kalın bir katman yarattıkları için pek tercih edilmez. Öğrendiklerinizden sonra estetik kaygıları bir kenara bırakacağınızı düşünüyorum!