Probiyotikler Bağırsak Kanserine Karşı
Probiyotikler Bağırsak Kanserine Karşı
Yeni araştırmalar ışığında kolon kanserinin bağırsaklardaki bakteriyel problemlerle çok yakından ilgili olduğu artık biliniyor. Üstelik klinik çalışmalar faydalı bakteriler ya da nam-ı diğer probiyotiklerin sadece bağırsak kanserini önlemekle kalmadığını tedavi etme gücü olduğunu da gösteriyor.
Dost Bakteriler
2013 yılında The Journal of the Cancer Institute’de yayınlanan bir makaleye dikkatinizi çekmek isterim. Zararlı bakteriler ailesine mensup bir organizmanın vücutta fazla miktarlarda bulunması ile bağırsak kanseri arasında bir ilişki olduğu anlaşıldı. Daha basit bir dille anlatmak gerekirse söz konusu bakteri ne kadar çoksa kolon kanserine yakalanma riski de o kadar fazla!
Vücuttaki glikoz metabolizmasında rol oynayan çok özel bir bakteri vardır. Merak edenler için adını da yazmak istiyorum: Clostiridia. Dilerseniz ona kısaca dost bakteri diyelim. Yapılan bir araştırmaya göre bu dost bakteri vücudunuzda ne kadar fazlaysa bağırsak kanserine karşı o kadar koruma altındasınız demektir.
Sağlık Bağırsakta Başlar!
Normal koşullar altında sağlıklı bir bağırsak florasında çeşit çeşit dost bakteri bulunur. Maruz kaldığınız enfeksiyonlar, kullandığınız antibiyotikler ve yaş almak sağlıklı bakterilerin hem sayılarının hem de güçlerinin azalmasına neden olur. Mesela genç bir insanın bağırsağında 800 farklı aileye mensup yaklaşık 90 trilyon bakteri bulunur. Bu genç insan antibiyotik aldığında dost bakterilerin %95’i ölür. Üstelik aksi gibi düşman bakteriler antibiyotik kullanımından sonra artık çok daha dirençlidir!
Tabloya bir daha bakalım mı? Hasta oldunuz. Enfeksiyonu yenmek için ilaç aldınız. Şimdi daha iyisiniz. Ve tedavi olduğunuzu düşünüyorsunuz. Ancak bağırsaklarınızdaki durum hiç de parlak değil. Antibiyotikler buradaki dengeyi alt üst etti. Artık sağlığınızı koruyan, bağırsaklardaki hasarları onaran dostlarınız yok olmuş, düşmanlarınız ise eskisine kıyasla daha güçlü bir durumda. Normal koşullarda, probiyotikler düşman bakteri sayısını kontrol altında tutarlardı ama o kadar zayıflar ki bunu fırsat bilen düşman bakteriler giderek çoğalıyor. Yani siz iyileştiğinizi düşünüyor olabilirsiniz ama durum pek de parlak değil ve yeni bir enfeksiyona yakalanma riskiniz öncesinden çok daha fazla. Bir diğer kötü haber daha: İyi bakterilerin kontrolünde olmayan kötü bakteriler toksin üretmeye başlarlar. Bu da bağırsak kanseri de dâhil olmak üzere birçok sağlık sorununa zemin hazırlar.
Bağırsak Kanseri Tedavisinde Probiyotikler
Probiyotikler DNA hasarını önleyerek kanserle savaşıyor. Dolasıyla, probiyotiklerin yokluğu kolon kanseri riskinin ciddi anlamda artması anlamına geliyor. Klinik hikâyelerinde kolon tümörü problemi bulunan tam 400 hastayı kapsayan dört yıllık, kapsamlı bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Bu 400 hasta dört gruba ayrılıyor: İlk grubun diyetine kolon kanseri önleyici etkisi olduğu düşünülen yulaf lifi eklenirken, ikinci gruba Lactobacillus adlı dost bir bakteri içeren probiyotik kapsülü veriliyor. Üçüncü gruba hem yulaf lifi hem de probiyotik kapsülü birlikte verilirken, dördüncü grubun diyetlerinde hiçbir değişiklik yapılmıyor. Dört yıl boyunca takip edilen bu hastalar arasında en iyi sonuçlar ikinci grupta, yani sadece probiyotik kapsül alanlarda görülüyor.
Sağlıklı Bağırsaklar İçin 5 Altın Öneri
1. Çok gerekmedikçe ve gelişigüzel antibiyotik kullanmayın. Eğer mutlaka antibiyotik almak zorundaysanız, antibiyotik kullanırken bağırsak floranızı fermente besinler ya da probiyotik kapsülleri ile destekleyin.
2. Düzenli olarak antibiyotiklerle beslenen hayvanların etini tüketmekten kaçının ve hayvancılıkta doğal besi yöntemlerini benimsemiş kurumların ürünlerini tüketmeye özen gösterin. Kısacası, etinizin, tavuğunuzun nereden geldiğini, nasıl beslendiğini mutlaka araştırın. Dünyada kullanılan antibiyotiklerin beşte dördü, besicilik sektöründe kullanılıyor.
3. Bol miktarda şeker içeren ve besin maddeleri açısından son derece fakir olan işlenmiş gıdalardan kaçının. Bunlar bağırsaktaki zararlı bakterilerin sayısını artırırken, faydalı olanların yok olmasına neden olur.
4. Probiyotik zengini bir beslenmenin olmazsa olmazı yoğurttur. Ama markette satılan ve uzun süre bozulmayan, bir türlü ekşimeyen yoğurttan hayır gelmez! Yoğurdunuzu pastörize edilmemiş sütten anneannelerinizin yaptığı gibi kendiniz mayalamalısınız. Doğal yoğurt tam anlamıyla bir mucizedir.
5. Mide ilaçlarından mümkün olduğunca uzak durun! Mide asidindeki dengesizlikler sindirimi ve probiyotik dengesini bozar. En ufak bir şikâyette hemen mide asidi üstünde etkili olan ilaçlara başvuranların bağırsak florasının sağlıklı olması imkânsızdır!
Kaynakça:
İlaçsız Yaşam, Dr. Ümit Aktaş, Hayy kitap.