Öyle ki Çin’de bazı ameliyatlar sırasında anestezi yerine akupunkturun kullanılması bu tekniğin gücünü ortaya koyuyor. Her ne kadar bir hastayı akupunktur iğneleri kullanarak ameliyat etmek uç bir yaklaşım gibi görünse de, tüm dünyada milyonlarca insan kronik ağrı, yüksek tansiyon, mide bulantısı ve obezite gibi pek çok sağlık sorunu için akupunktura başvuruyor.
Çin, Japonya, Kore gibi birçok Uzak Doğu ülkesinde binlerce yıldır kullanılan bu tekniğin günümüze kadar varlığını sürdürmesi bir tesadüf değil. Akupunktur hala var, çünkü işe yarıyor! Çin’deki bazı hastaneler, tüm dünyaya örnek olması gerektiğini düşündüğüm bir yaklaşım sergiliyorlar. Hastaya hem kimyasal tıp hem de geleneksel tıp alternatifleri sunuluyor ve seçim hastaya bırakılıyor. Bazı durumlarda hasta, kullandığı ilacın olumsuz yan etkilerine maruz kaldığında, doz azaltılarak tedavi akupunktur ile destekleniyor.
Akupunktur Nasıl Etki Ediyor?
İşe yaradığına dair ardında binlerce yıllık bir tarih ve onca kanıt olmasına rağmen, tıp bugün olduğu yere gelinceye kadar söz konusu tedavinin tam olarak nasıl etki ettiği bilinmiyordu. Bugün artık akupunkturun merkezi sinir sistemini uyararak, vücudun biyolojik süreçlerini etkileyen doğal kimyasallar salgılamasını sağladığını gösteren birçok çalışma mevcut. 2003 yılında World Health Organization /WHO (Dünya Sağlık Örgütü) akupunkturla ilgili kapsamlı bir çalışmaya imza attı. Aşağıda yer alan ve daha önce akupunktur üstüne yapılmış klinik araştırmaların incelenmesi ile elde edilen sonuçlar akupunkturun etki mekanizmasını daha iyi anlamamızı sağlıyor.
• Akupunktur elekromanyetik sinyalleri uyararak, bağışıklık sistemi hücrelerinin ve ağrı giderici kimyasalların salınımını artırıyor.
• Beynin acı ile ilişkilendirilen bölümündeki, yani limbik sistemdeki aktiviteyi azaltarak ağrı ve acı kontrolü sağlıyor.
• Vücutta birçok mekanizmayı kontrol eden hipotalamus ile hipofiz bezini uyararak etki ediyor.
• Nörotransmitter ve nörohormonların salınımını etkileyerek beyin kimyasında olumlu değişimlere neden oluyor.